Geçtiğimiz sene, 30 derecenin üzerinde bir yaz günü Caddebostan’da bir dostla buluşmaya gidiyordum. Buluşma yerine vardığımda köşedeki ağacın yapraklarının gölgesine sığındım. İçimde balon yutmuş gibi bir boşluk, kafamda sağlıkla ilgili bazı konular ve endişelerin tetiklediği bir dolu düşünce vardı. Bir an etraftaki sesleri duydum. Devasa matkapların kulak zarını yırtan sesleri, insanın üzerine üzerine gelen vinçler, tozu dumana katan yıkım ve kentsel dönüşüm adına bir türlü dönüşemeyen güzel Kadıköy. Altında durduğum ağacın üzeri molozla dolmuş yapraklarına ilişti gözüm. Ağaç, içinde bulunduğu apartman bahçesinin yarısı yıkılmış duvarına yaslamıştı gövdesini. Ardında İstanbul bahçelerinin sembolü olan ortancalar başlarına gelecekleri biliyor gibi boyunlarını bükmüştü. Bir an için ağaca üzüldüm. Dokusunu bozdular mütevazi sokakların diye düşünürken bu defa içimden yükselen şikayet seslerine dikkat kesildim. Tam olarak yaşadığım o “an” ile ilgisi olmayan bir sürü “bıdı bıdı”. Derin bir nefes aldım. Eş zamanlı olarak ağacın incir ağacı olduğunu ve dallarının kocaman meyvelerle dolu olduğunu fark ettim. Bereketin bir o kadarı da yerde çürümeye yüz tutmuştu.
O sıcağın altında koca yapraklı incir ağacı ile bir süre bakıştık. Doğanın bana her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Nitekim İncir Ağacı’da bir şeyler fısıldadı. “Biliyorum şartlarım zorlaştı, yaşamın bana ne getireceğini bilmesem de yapabildiğim tek şey incir meyvesi ve ben de elimden gelenin en iyisini yapıyorum”. Kendimi düşündüm. O an içinde bulunduğum sıkışmışlık hissini. Benim için bir değer olmasına karşın, yarattığım şartlarımla ilgili elimden gelenin en iyisini ortaya koyuyor muydum? Şikayette fazlaca kaldığımı fark ettim. Bu farkındalığa kendime karşı şefkati eklediğimde sahip olduğum gücü hissettim. Endişelerin sis bulutu içimin ısınmasıyla yok oldu gitti. Yaşamı yeniden planlama, elimden gelenin en iyisini yapmak için fırsat yaratmaya “o ağacın altında” kendime söz verdim. İyi yapabildiklerimi, güçlü yönlerimi öne çıkaracağım işler yapmak, her defasında bunları biraz daha geliştirmek, destekleyecek yeni yetkinlikler edinmek hayatta beni akışa sokuyor. Hele sizi destekleyen insanlar varsa yanınızda. Ya da siz destek istemeyi biliyorsanız.
Hayat zorlaştığında, belirsizlikler arttığında koşullar için şikayet etmek yerine ne yapabiliyorsam elimden gelenin en iyisini yapmayı hatırlıyor, İncir Ağacı’nın koca yapraklarını getiriyorum gözümün önüne. Hala orada ve şimdi yine bu mevsimde üzeri incir dolu. Geleceğin ona ne getireceğini bilmeden ve güvenle.
Comments